Kendin olmak

 
    Her zaman ve her ortam da duyduk bu kavramı. Üzerine nice söz söyledi atalarımız.Dalıp günlerce dolaştılar düşünce çukurunda yazarlar,filozoflar...Nice araştırmalar yaptı pek kıymetli beyaz yakalılar.

 'Ya göründüğün gibi ol yada olduğun gibi görün' dedi Mevlana. Ve yıllar geçse de hala daha kullanıyoruz bu sözü hem kendimize hem başkalarına.Kah okulda kah sokakta, kah kahvede, kah dedikodu ortamlarında....

Ah bassam milletin ortasında okkalı bir kahkaha, şöyle gönül rahatlığıyla yapsam işlerimi, istediğimi yesem istediğim gibi konuşsam.Sığıntı gibi mi durdum acaba, orada ne işim vardı sanki benim deyip kendimi yemesem ,neden bu sebebini bilmediğim huzursuzluklar, neden bu iç sıkılmaları neden hayatı yeterince yaşayamıyorum demesem...Peki neden böyle oluyor?

  Ne zaman kendimizdik ne zaman kendimiz olmaktan vazgeçtik peki? Şöyle bir çocukluğumuzu düşünmek istiyorum. O sokaklarda özgürce koşuşlarımızı, en anlamsız şeye bile yerlere düşene kadar gülüşlerimizi, kimsenin üstüne başına dikkat etmeyişlerimizi, acaba sevilir miyim diye düşünmeyişlerimizi...Sanki düşününce bile bir ferahlama hissediyor insan.

  Demek ki kendimiz olarak doğup kendimiz olarak hareket ediyoruz. Peki sonra noluyor da kendimiz olamıyoruz suratımız asılıyor mutsuz oluyoruz? Yavaş yavaş kurallarla,hayal kırıklıklarıyla tanışıyoruz.Ödev yapmazsak laf yiyoruz üzülüyoruz sevilmediğimizi hissediyoruz, en popüler öğrencilerin olduğu gruba giremeyince yada onlar gibi ilgi görmeyince kendimizi pek bir değersiz hissediyoruz.Bazen de utanıyoruz giyinişimizden, yediğimiz içtiğimizden, dış görünüşümüzden, yaptığımız işten, kendimizden.

  Daha sonra beğenilmek için hiç istemediğimiz şeyler yapıyoruz, hiç istemediğimiz kalıplara giriyoruz.Arkadaşların rock takılıyor ama sen türkü seviyorsun onlar seni sevsin diye siyah kıyafetler alıyorsun rock müziğe başlıyorsun.Diğerlerinin yanında sönük kalmamak için paranın yetmeyeceği arabayı borç harca girip alıyorsun.Sevmediğin ortamlara zorla gidiyorsun.

 Biz insanlar farklıyız ama bir o kadar da benzer hayatları yaşıyoruz.Her insan gerek fiziksel gerek duygusal olarak birbirinden farklı, her insan farklı imkanlara sahip, farklı ana babaya sahip, farklı duygu düşüncelerle farklı olaylarla büyür gelişir.O yüzden ne insanların birbirine benzemesini bekleyebiliriz ne kendimizi bir başkasına benzetebiliriz.Eğer benzetmeye çalışırsak da bu defa kendimiz olmaktan çıkarız.Bir o kadar da bnzer hayatlara sahibiz çünkü benzer evlerde yaşıyoruz, benzer işlerde çalışıyoruz, benzer şeyleri yiyip içiyoruz, benzer arkadaşlıklarımız var.İşte bu yüzden istediğimizi dinlemeliyiz.İstediğimizi yemeliyiz.İstediğimiz gibi konuşmalıyız. İçimizden geleni söyleyebilmeliyiz.Tabi bu demek değildir ki karşımızda ki insanı kıralım.Üslubuyla söyleyelim aklımızdan geçeni içimizden akanı.İstediğimiz tarzda giyinelim.Hayatta ki seçimlerimizi kendimiz yapalım.Kimseye de kendimizi sevdirmek için uğraşmayalım.Bizi bütün imkanlarımızla ve imkansızlıklarımızla ,düşüncelerimizle ve düşüncesizliklerimizle sevenler sevsin .Varsın araban yok diye sevmeyen sevmesin, varsın siyasi görüşün farklı diye sevmesin, varsın saçın kıvırcık olsun. Herkes farklılıklarıyla güzeldir.

  Tabiki bazen imkanlar el vermeyebilir her ortamda kendimizi ortaya koyamayabiliriz. Bu durumda da uzlaşmacı olmak lazım.Örneğin iş yerine takım elbiseyle gidiliyorsa spor kıyafetle gidemezsiniz.Arkadaşınızla bir şey yaparken kendi isteğinizi diretemezsiniz.Karşıda ki insan da diretemez.Uzlaşmak kendimizden vazgeçmek demek değildir.Pamuk misali esneyebilmeli ama özümüzden vazgeçmemeli.
           Kendin ol çünkü hayat başkası olmak için çok kısa...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tıp fakültesinde sınavlar ve sınıf geçme sistemi

Kitap okurken dinlenecek Türkçe müzikler

Büyümek ve olgunlaşmak