Yer Altından Notlar İnceleme

     Merhaba.Yer altından notlar Rus edebiyatının özellikle de Dostoyevski'nin en sevilen eserlerinden biri.Bu eserle Dostoyevski'yi daha iyi anladığımı düşünüyorum. Fotoğraflarına baktığımda yüzündeki aykırı hissetmeyi, uyum sağlayamamayı, hissettiği huzursuzluğu, bir an önce kaçmak istiyorum buradan,insanlardan uzağa hangi köşeye olursa der gibi bakışlarını belki bu kitabıyla daha iyi hissettim.Tabi bir insanı bir kaç satır yazıyla anlamak ne kadar mümkün oluyorsa benim ki de o kadar oldu.Ayrıca bu eseri Sibirya sürgününden sonra yazdığı dikkate alınırsa, insanların psikolojik olarak beden olarak çöktüğü belki ölmeyi yaşamaya tercih ettiği bir ortamda, onun gözlem gücünü artırması, yazarlığından bişey kaybetmeyi bırakın üstüne bişeyler katması beni ekstra dikkatli ve hayranlık duyarak okumaya sevk etti

    Kitap bakıldığında kısa oluşundan ve  kısa bir iki olayı ele alışından dolayı başta hikaye olarak değerlendirilmek istenmiş. Fakat içeriğinin yoğunluğundan, yazım tekniğinden ve psikolojik tahlillerden dolayı hikaye olarak değerlendirmeye gönülleri el vermemiş olsa gerek ki roman olarak değerlendirmişler. Ne iyi karar.Kesinlikle böyle bir eseri hikaye olarak değerlendirselerdi Dostoyevski'nin kemikleri sızlardı.

    Kitap temel olarak iki bölümden oluşuyor. Birinci bölüm yazarın Yeraltı olarak adlandırdığı kendi ruhu,aklı,düşünce dehlizleri ve insanlardan kaçtığı odası. Bu bölüm olaydan ziyade tamamen ruhsal, psikolojik ve felsefi yazılardan oluşuyor.Kahraman kendi hayatı ve ruhsal çalkantılarıyla, yalnızlığı ve tutarsızlığıyla ilgili şeyler anlatıp kendinden yakınıyor. İnsanlar hakkındaki genel düşünceleri de ayrı bir renklendiriyor. İkinci bölümse Sulusepkene Dair adını verdiği yer altından çıkan kendisine acı veren, her hatırlayışında içinden çıkamadığı ruhsal kargaşaya sürükleyen bir kaç olayı anlatıyor.Adeta birinci bölümde anlattığı düşüncelerini bize ispatlarıyla sunmak istiyor ki öylede yapıyor.

   Kahramanımız yer yer korkak, içinde fırtınalar kopan, saldırmak intikamlar almak isterken hep geri adım atan,insanların merhametine de saldırganlık gösteren tutarsız biri.Kendini çok kültürlü herkesten yüksek görürken yaşadığı en ufak olay ve düşünce duygusal kargaşaya sürükleyip ne kadar ezik ne kadar istenmeyen ve hiç bir şey yapamayan biri olduğunu iliklerine kadar hissettiriyor.Kendini bir o kadar iyi tanıyor, itiraflarda bulunuyor ama bir o kadar da hiç tanıyamıyor kendini.
   İstenmediği ortama borç harç zorla giriyor kahramanımız ve devamında olaylar gelişiyor.Mutlu sonla bitmeyi bırakın kahramanımıza kızgınlıkla bitireceğinizi düşünüyorum kitabı zira bende öyle oldu.Bir alıntıyla bitiriyorum incelememi.Kitapla kalın...
Çünkü insan ahmak bir yaratıktır,son derece ahmak! Daha doğrusu ahmak değil de nankördür;eşine rastlanmayacak derecede nankördür.(Yeraltı ,Sayfa 27) 



 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tıp fakültesinde sınavlar ve sınıf geçme sistemi

Kitap okurken dinlenecek Türkçe müzikler

Büyümek ve olgunlaşmak